Kendini Tanımakla Başlar Her Şey

Selam millet! Bugün sizinle bol sorgulamalı bir serüvene çıkacağız. Konumuz: kendimiz.

Öncelikle biraz tanımak kavramından bahsetmek istiyorum. Sözlükteki anlamından veya terimsel olarak değil. Kendi cümlelerimle anlatmak istiyorum. Tanımak bir nevi bilmektir diyebiliriz. Mesela en yakın arkadaşımızın sevdiği rengi hemen hemen hepimiz biliyoruzdur. Ya da annelerimizin çayı kupa bardakta mı yoksa ince belli bardakta mı içmeyi sevdiğini ve yahut kaç şekerli içtiğini… Bu bilgileri biliyoruz çünkü onları tanıyoruz. Nasıl tanıdık peki onları? Gözlemleyerek ve sorarak, onlarla konuşarak. Onlar hakkında bu kadar bilgiyi bilmek iletişim kurmamızda yeterli olabilir. Ama konu kendimiz olunca işin rengi biraz daha değişiyor hatta bazen bilinmezliğin elli tonu olabiliyor konu kendimiz olunca. Nasıl mı? Hadi biraz bunu irdeleyelim birlikte.

Resim


En sevdiğimiz rengi, çayı nasıl sevdiğimizi, roman mı şiir mi okumayı sevdiğimizi, menemeni soğanlı mı soğansız mı?

Bunların cevabını biliyoruzdur. Çünkü çoğumuz muhtemelen tecrübe ederek bunların kararını verdik. Peki sizce tecrübe ederek kazandığımız bu bilgiler kendimizi tanıdığımız anlamına gelir mi? Ya da bu kadar bilgi kendimi tanıyorum dememiz için yeterli mi? Bunun cevabını vermek için önce kendimizi tanımanın ne olduğundan bahsedelim. Tam bu noktada sizinle birkaç söz paylaşmak istiyorum:
Stefan Zweig ‘’ kendini tanımak insanı özgürleştirir.’’ der. Victor Hugo ‘’ ne büyük dehşet kendini tanımak.’’ der. Cemil Meriç ise ‘’kendini tanımak irfanın ilk merhalesi’’ diyerek konuya başka bir pencereden bakar. Elimizdekilere bakacak olursak kendini tanımak özgürlük, dehşet ve irfan diye tanımlanmış. Ne kadar başka tanımlar değil mi? Tek bir kavram olmasına rağmen. Bundan bahsetme sebebim, kendini tanıma kavramının hepimize farklı bir pencere açacağını düşünmem. İşte o açılan pencereden gördüğümüz şey kendini tanımanın bizdeki tanımı olacaktır. Pencereyi açtıktan sonra kendini tanımanın ne olduğuna siz karar vereceksiniz.
Ve yine kendini tanıma kavramının önemini de bir söz üstünden anlatmak istiyorum. Engin Geçtan bu konuda ‘’birçok insan kendini tanımak için çaba göstermesizin yaşamına anlam katabilmeyi umar ve beklediklerini bulabilmek için bir mucizenin gerçekleşmesini bekler.’’ Demiştir. Kendimizi tanımak aslında ne istediğimizi, ne istemediğimizi bilmektir. Bakın, bambaşka bir tanım daha! Kendimizi tanımak aslında hayatımızın yol haritasını çıkarmaktır bir nevi. Ve bu yol haritasının bizim için anlamsız bir yere çıkmaması için ben kimim? Sorusuna
aklınıza gelebilecek en kapsamlı şekilde cevap verebilmeliyiz. Aksi takdir de yol haritamızın sonu bir çıkmaz sokak olabilir. Bunu başardığımızda aradığımız anlamı bulur ve mucize beklemekten vazgeçerek kendi mucizemizi yaratırız.

Nasıl tanıyabiliriz kendimizi? Kendimizi tanımak işlemi hayatımızdaki herhangi bir insanı tanımaktan daha zor bir süreç olabilir. Çünkü bazen kendi zihnimiz bizi bizden çok ustaca saklayabiliyor ve manipüle edebiliyor. Ama elbette bu imkânsız değil.

Kendimizi tanımak için öncelikle kendimizi gözlemlemeli, neyi nasıl yaptığımızı fark etmeliyiz. Ardından kendi duygu düşünce ve iç dünyamızla iletişim kurabilmeliyiz. Hani şu meşhur ‘’ bir ben vardır benden içeri’’ sözünü baz alırsak ve o içerdeki ‘’benin’’ elinden tutup onunla tanışmalı sohbet etmeliyiz. Bundan sonrası daha kolay olacaktır. Geriye sadece kendinize sormak kalıyor. Sorgulayın;
Ben neyi iyi yapıyorum?
Ben neyi yapamıyorum?
Ben neyi istiyorum? Neyle ilgileniyorum?
İstediğim şey ve şu an yaptığım şey aynı şey mi? Değilse neden değil?
Doğrularım ve yanlışlarım nedir?
Nerde olmak istiyorum? Ne konumda olmak istiyorum?
Nasıl olmak istiyorum? Nasılım?
Sınırlarım ne? Kendi koyduğum sınırlarım ne?
Bu ve benzeri kendinizle ilgili merak ettiğiniz bütün soruları sorun kendinize. Ve cevaplarınız sadece sizin cevaplarınız olsun. Vereceğimiz cevaplarda bazen ailelerimiz belirleyici olabiliyor, kendi iç sesimiz yerine onların dış sesini duyabiliyoruz evet ama siz sorulara mümkün olduğunca kendi iç sesinizi dinleyerek cevap verin. Çünkü sadece siz olarak cevaplayabilirseniz kendinizin bir iskeletini oluşturabileceksiniz. Ve bundan sonra yapacağınız bütün tercihler iskeletinize ruh olarak geri dönecek. İlgi duyduğunuz alan bazında yapacağınız bir tercih iskeletin gözü olur belki, olmak istediğiniz yer de gözünüzün rengi…

Sonuca bakacak olursak kendinizi keşfedip mucizenizi yaratacaksınız. Artık çayınızı şekersiz içmeyi bilmenin yanında neden şekersiz içtiğinizi de biliyor olacaksınız. En sevdiğiniz rengi
bilmenin yanında hangi işte mutlu olacağınızı da biliyor olacaksınız. Bütün bunlardan sonra o pencereyi açın ve ‘’kendini tanımak nedir?’’ sorusuna bulduğunuz o cevabı verin.

Unutmayın, kendimizi tanımak uzun bir yolculuk. Ve yolun sonunda ‘’siz’’ varsınız. Şimdi gözünüzü kapatın, arkanıza yaslanın ve kendinize ‘’ merhaba’’ diyerek sohbet etmeye başlayın. Keyif verici bir sohbet olacağına eminim. Aldığınız her cevabın sizin bir parçanız olduğunu ve bir bütün halinde çok güzel ve özel olduğunuzu kendinize sık sık tekrar edin.

Hoşça kalın, kendinizle kalın.

Yeter KAYA
Bu içerik 06.01.2021 tarihinde yayınlandı ve toplam 982 kez okundu.